11 Mart 2014 Salı

Bu Serüven, Acı Serüven...


Maalesef bugün pembe gözlüklerimi takamayacağım. Ülke bu kadar siyahken ve içimiz kan ağlarken istemiyorum ki pembe gözlükleri. Kapanmasın çünkü gerçekler, bu kadar can giderken ve bu kadar içimiz yanarken. Çünkü bugün günlerden Berkin Elvan!

Başta her şey çok flu idi. Güne hasta başladım ve günün kasveti üzerimde idi. Bir arkadaşım söyledi vefat ettiğini, başta anımsayamadım Berkin'i o kadar uzun zamandır komadaki çünkü(!). Olayın şoku üzerimde iken algılayamadım tabi durumun ciddiyetini. Öğle arası olduğunda, Yeditepe Üniversitesi rektörlük önündeki protestoya gittiğimizde o 'öküz' oturdu işte içime. O zaman kabullendim ölümü. Duyarsınız ve algılayamazsınız, ne zaman kalabalık baş sağlığı diler o zaman gözyaşı damlar ya gözlerinizden, öyle idi benimkisi de. 

Siyaset yapmayacağım, katil damgasını da kimseye yapıştırmayacağım. Gerek yok çünkü, önemli olan katilin kim olduğu değil. Katilden hesap alınıp alınmadığı! Canımız yanıyor, bunun başka hiçbir açıklaması yok. Janjanlı sözlere de gerek yok. Biz sadece üzgünüz. Sokaktaki köpek öldüğü zaman bile üzülürüz ki biz, ekmek almaya giden masum bir çocuğun haklı bir direnişte haksız yere kurban gitmesine üzülmek en doğal hakkımız bizim. Çünkü biz taş kalpli değiliz," İNSANIZ" ! Ve insanların sahip olduğu çok güzel bir duyguya sahibiz : "Merhamet". Biz merhamet duygusundan yoksun değiliz,yapamayız, emir veremeyiz, insanları öldürtüp destan yazamayız ki biz. Çünkü biz "İNSANIZ". 



Okuduğum bir yazıda, Berkin için yapılan en yürek burkan yorumlardan birinin 

''Neresinden vurulmuş diye sorarlarsa çocukluğundan dersiniz'' olduğu yazıyordu.  Çocukluğundan vurulan 14 yaşında bir çocuk... Ve arkasında onu ölümsüzleştirmek için bekleyen kalpleri kocaman bir halk...


Yazıyı uzatmanın çokta bir anlamı yok çünkü kelimelerin anlamı yok ; bir can gitmişken ve hepimizin canı bu kadar acırken...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder